Portföyde ‘çoklu varlık dağılımı’ önem kazanıyor

Artan belirsizlikler ve makroekonomik dalgalanmalar sermaye piyasalarını doğrudan etkiliyor. Bu süreçte tek bir yatırım enstrümanı odaklı ilerlemek yerine defansif ve çoklu varlık dağılımıyla riskleri dengeli yönetmenin önemi üzerinde duruluyor. Ağırlık ise TL varlıklara veriliyor.

04 Haziran 2025

Hem küresel hem de yerel piyasalar oldukça hareketli bir dönemden geçiyor. Yurt içi tarafta özellikle 19 Mart’tan bu yana yaşanan dalgalı seyir ise yatırımcılar açısından belirsizlik yaratıyor. Bu ortamda yatırım enstrümanlarında yaşanabilecek olası hareketler karşısında nasıl pozisyonlanmak gerektiği konusu yatırımcıların odak noktasında olmaya devam ediyor.

Ekonomist’in 25 Mayıs - 7 Haziran 2025 tarihli sayısından

HANGİ FONLAR KAZANDIRDI?

Böylesi kritik süreçlerde portföyleri çeşitlendirmek ve sürdürülebilir ve uzun vadeli bir yatırım stratejisi benimsemek oldukça önem kazanmış durumda. İşte bu strateji kapsamında özellikle menkul kıymet yatırım fonları, yatırımcılar açısından önemli alternatifler sunarak öne çıkmaya devam ediyor.

Biz de piyasalardaki bu hareketli süreçte portföy yöneticilerine, varlık dağılım stratejilerini ve yatırımcılarına kritik önerilerini sorduk. Ayrıca hazırladığımız tablolarda; 2 Ocak-20 Mayıs döneminde hem yatırım fonlarının şemsiye fon türleri bazında getiri performansına hem de en çok kazandıran ilk 15 yatırım fonunun detaylarına yer verdik. Şemsiye fon türleri tarafında ‘Kıymetli Madenler Şemsiye Fon’ açık ara farkla bu dönemin en çok kazandıranı olarak öne çıkıyor. Fonlar özelinde ise ilk 15’te serbest fonlar ile altın fonları ipi göğüslemiş durumda.

MEHMET GERZ / ATA PORTFÖY GENEL MÜDÜRÜ

“FAİZLER UZUN SÜRE YÜKSEK KALACAK”

Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede kararlı olduklarını birçok kez dile getirdiğine dikkat çeken Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Kur geçişkenliğinin enflasyona etkisinin son yıllarda artmış olduğunu göz önüne alırsak yüksek faiz politikasıyla kurun kontrolsüz değer kaybetmesine izin vermeyeceklerini düşünüyoruz” diyor. Faizlerin tahmin edilenden daha uzun süre yüksek kalacağı gerçeğinin ise iki yıldır yüksek faiz yükü altında ezilen reel sektörü daha da zorlayacakmış gibi gözüktüğüne değinen Gerz, önümüzdeki aylarda daha defansif bir varlık dağılımıyla ilerlemenin mantıklı olacağı kanaatinde. Mehmet Gerz, önerilerini şöyle detaylandırıyor:

“BİST şirketlerinin genel olarak ucuz olduklarını düşünsek de bu dinamikler içinde portföylere mantıklı bir katkı sağlayacak bir katalizörün olmaması dolayısıyla yüzde 70 TL portföy içinde hisse ağırlığımızı yüzde 25, TL faiz ağırlığımızı yüzde 45 olarak yapılandırdık. Yüzde 30’luk döviz ağırlığımızda ise altın ağırlığımızı yüzde 20, global hisse ağırlığımızı yüzde 10 olarak taşımanın daha makul olacağını düşünüyoruz.”

“PPF, HÂLÂ EN İYİ ALTERNATİF”

İstanbul Portföy Portföy Yöneticisi Alper Ertekin, para piyasası fonlarını (PPF) sıkı para politikasının ve yüksek reel faizin devam etmesiyle birlikte hâlâ en iyi alternatif olarak görüyor ve bu nedenle PPF’lerin portföylerde yüzde 40-50 ağırlıkla yer almasını öneriyor. “Altın, tarifelerdeki belirsizlikler ve Çin’den gelen talep nedeniyle yılın ilk yarısında öne çıkan yatırım enstrümanı olsa da Çin ve ABD arasındaki ilişkilerde yumuşama ve tarifelerde olası indirimler, altının yukarı yönlü potansiyelini sınırlayabilir” diyen Ertekin, altının portföylerde yüzde 10-20 civarında bulunabileceğini kaydediyor.

ALPER ERTEKİN / İSTANBUL PORTFÖY PORTFÖY YÖNETİCİSİ

Peki, ya hisse senedi? Yerli hisse senetlerine, son üç haftadır devam eden yabancı yatırımcı girişini olumlu karşılayan Alper Ertekin, her ne kadar ilk çeyrek bilançolarındaki olumsuz görünümün ikinci çeyrekte de sürmesini beklese de piyasaların yavaş yavaş ‘alım’ fırsatı bölgesine girdiği görüşünde. Bu nedenle de portföylerde yüzde 20-30 oranında hisse yoğun fon bulundurulabileceğine işaret ediyor. Döviz tarafında rezervlerdeki toparlanma ve turizm sezonunun başlamasıyla birlikte kurun daha sakin seyretmesini bekleyen Alper Ertekin’e göre; döviz cinsi fonlar ise portföylerde yüzde 10 sabit getirili, yüzde 10 yabancı hisse fonu olarak bulundurulabilir.

ALİ KERİM AKKOYUNLU / GEDİK YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ

RİSK DENGESİ ÖNEM KAZANIYOR

Gedik Yatırım, bir borsa aracı kurumu olsa da yatırımcıların ihtiyaçlarına göre yalnızca hisse senedi değil sermaye piyasası araçlarından oluşan portföy dağılımı öneriyor. Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu, genel model portföy varlık dağılımını yatırımcıların farklı piyasa koşullarında risklerini dengeli şekilde yönetebilmelerini sağlama hedefiyle oluşturduklarına işaret ediyor. Ali Kerim Akkoyunlu; bu dönemde varlık dağılımını, TL mevduat/PPF için yüzde 30, BİST-100 kapsamında hisse senetleri için yüzde 30, kısa vadeli borçlanma araçları için yüzde 30, uzun vadeli borçlanma araçları için yüzde 10 olarak belirledikleri bilgisini veriyor.

ALTUĞ DAYIOĞLU / REPIE PORTFÖY GENEL MÜDÜRÜ

“Artık parayı ‘daha dinamik’ yönetme dönemine girdik”
“TL, KUVVETLİ DURABİLİR” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibi enflasyon hedeflerini önceliklendirip buna göre TL tarafta olabildiğince güçlü durmaya çalışıyor. Gelen sıcak paranın ise çıktığını söyleyebiliriz. Bu açıdan faizin bu seviyelerde kalması, TL’nin yine bir miktar kuvvetli durmasını sağlayabilir. Son dönemde artan piyasa oynaklığı da yatırımcı tercihlerinde farklılık yarattı. Yatırımcıların soruları ‘fonun içinde ne kadar oranda döviz olduğu’ üzerine yoğunlaşmış durumda.

“GETİRİDE İSTİKRAR SAĞLANMALI” Mevcut piyasa şartlarında fon yatırımı yapmak isteyen yatırımcılar öncelikle o fonun grafiğini incelemeli. Fonun en çok getiriyi sağlaması o fonun ‘en iyi yönetilen fon’ olduğu anlamına gelmiyor. Burada en önemli nokta, fonun getiride istikrar sağlaması. Özellikle 2020’den sonra, son 3-4 yılda borsa çok iyi getiriler sağladığı için hisse senedi fonları çok ön plandaydı ve yatırımcıların büyük kısmı da bu fonlarda sıkıştı. Ancak son 6 ay-1 yıldır likit fonlar daha öne geçmiş durumda. Likit fonların son faiz artışıyla yine ön planda olacağını düşünüyorum.

“DEĞİŞKEN FONLARA DÖNME VAKTİ” Bu süreçte yatırımcılara sadece belli bir yatırım enstrümanı odaklı ilerlemek yerine ‘multi asset’ yani çoklu varlık dağılımı yapmalarını öneriyoruz. Artık parayı ‘daha dinamik’ yönetme dönemine girildi ve paranın bir kısmıyla da farklı varlık sınıflarına yatırım yapma olanağı sunan değişken fonlara tekrar dönme vakti geldi gibi gözüküyor. Değişken fonlar, dalgalı dönemlerde dahi pozitif getiri sağlama konusunda başarılı performans sergileyerek son dönemde öne çıkan fonlar arasında yer alıyor.


OSZAR »